"Gezerken Aklımın Evine Vardım"
"Saçlarında tuz kokan, ölü kokan bir serinlik,
Yüzünde bir fırtına tadı.
Durursun yorgun, umutsuz,
Birden bir daha yanıp söner, sevinçle titrersin,
Bir şey, belki de yaşaman uzadı."
Fazıl Hüsnü Dağlarca..
Alanya Kale - Babakale arası 1038 km. Dejnev Burnuna gidemezsem Baba Burnuna giderim, hem Asyanın hem de yurdun en batı ucunu görür, bir de kendisi küçük şanı büyük Babakale Fenerini gezerim dediniz. Zeytin ağacı ve zeytine dair her ne varsa illallah edip, Ayvalık-Akçay hattını geçip Küçükkuyu'dan Assos'a giden sahil yolunu müteakip Babakale köyüne geldiniz. Beklentilerini düşük tutup hayatın sizi şaşırtmasına izin verenlerdenseniz hoş geldiniz. Elde güzel bir kale, yanlış restore edilmiş ama hala güzel bir cami, kuru bir çeşme, harap bir hamam, 333 yılda tamamlanmış bir liman, puslu bir Midilli silueti ve metal ayaklar üzerinde tuhaf bir feneriniz var.
Buyrun çevirisini;
"Bu yer terk edilmiş, uykuda sessiz sedasız bir yer idi. Nefret edilen kötü frenk korsanlarının saldırdığı, barındığı yer idi. Bu havaliye yerleşen Hz. Muhammed ümmetini, din düşmanları yaptığı seferlerle durmadan soyuyor, yağma ediyorlardı. Vezir kaptan Mustafa Paşa, ki o, (zat-ı pak) yani Allah'a ve padişaha yakın insalara karşı hayır ve ihsanda bulundu. Düşmanı dağın eteğinden kovmak, çıkarmak için hemen çalışmalara başladı. Kaptan Mustafa Paşa bu kaleden başka, Babakale köyünde hamam, çeşme ve cami yaptırdı.Kalenin etrafı (sur) kale duvarla çevrilerek, buraya Müslüman Türkler yerleştirildi. Bir tarih sahifesine sığmayacak kadar önemli olan bu kale tamamlandığı vakit, şair Vehbi kendisini zorlayarak 1155'de yapılmış olan, yani yapılış tarihini hesaplayıp yazdı. Mustafa Paşa yapısı oldu, bu sağlam güzel kale. Boğaz girişinde yapılan bu kaleyi, Allah düşmanın hilesinden korusun. "
Duaya amin deyip kapıdan içeri girdiniz. Kimdir bu küffarı tepeleyen Kaptan-Derya Mustafa Paşa diye merak içindesiniz;
Duaya amin deyip kapıdan içeri girdiniz. Kimdir bu küffarı tepeleyen Kaptan-Derya Mustafa Paşa diye merak içindesiniz;
Söylenen odur ki Padişah III Ahmet deniz seferinden dönmekteyken fırtına kopunca buranın korunaklı limanına sığınır. Tarih 1723. "Padişahım çok yaşa" faslını mütaakip halk arzuhallerini bizzat Hakanın şahsına arzeder ve küffar korsanlar şikayet edilir. Vezir-i Azam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya yıkılan ihale en son Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa'da kalır. Konuyla bizzat ilgilenen paşa, buraya bir kale, kalenin içine bir çeşme, kalenin hemen dışına da cami ve hamam yaptır. Künklerle 5 km mesafeden getirilen suyun Donanma için oldukça önemli olduğu ve bu önemini uzun süre koruduğu söylenir. (Halbuki hemen karşıdaki Midilli 1462 yılından Osmanlı Topraklarına katılmıştır ve suyu o kadar güzeldir ki dünyanın en iyi uzoları ve rakıları burada yapılır.) Her söylenene inanmamak gerekir.
Kalenin batı burcuna zorla yerleştirilmişbu yapı, sizi fenerlerden soğutacak kadar basit ve çirkin ancak önemli mi önemli bir fener. Midilli - Bababurnu arasındaki 8,5 km'lik Müsellim Boğazına hakim bir burunda yer alması nedeniyle Egeden Edremit Körfezine, körfezden ise Egeye çıkan su taşıtları için hayati öneme sahip.
Şu anda 39° 28′ 45″ N, 26° 3′ 50″ E koordinatlarındasınız ve bakmakta olduğunuz fener , taş döşeli zemine oturan kaide üzerinde yerden 10, denizden 32 m yükselen 1937 yılında yapılmış bir deniz feneri. FI(4) 20 S karakterli fenerin görünme mesafesi 20 km.
ARLHS (Amateur Radio Lighthouse Society) kodu TUR-065, Admiralty Kodu (Deniz Fenerleri ve Sis İşaretçileri Listesi /Admiralty List of Lights and Fog Signals) E-4590 ve NGA (National Geospatial-Intelligence Agency ) kodu ise 19700 olarak bilinir.
Fener de pek küçükmüş diye içinizden geçirdiniz ve O zaman ufku kaplayan, Paloikipos'lu Barboros Hayrettin Paşa'nın yurdu, Uzosuyla ünlü, Hellenlerin Lesbos bizimse Midilli dediğimiz ada dikkatinizi çekti. Biraz gizem yaparım hem belki Lesboslular de görürler diye sahile indiniz. Efendim 3,4 deniz mili (5.5 km) mesafedeki adanın Hellen lisanında adı Lesbos ve evet doğru bildiniz Lezbiyen adının da kökeni. Eşcinsel kadın şair Sappho'nun memleketini yapılan bu vurgu 1800 lerden itibaren kadın eşcinsel eğiliminin de adı olmuş.
Manzara hoş, kaygınız az, gönlünüz yüce olunca insanın aklından Barbaros'un üç direkli, baş ve kıç kasaralı ve tam arma yelken donanımlı kalyonuna binsek, bir büyük Midilli uzosu içsek, Lesbosluları kendimize yoldaş, gönlümüze arkadaş etsek bir o ada bir bu ada gezsek demek geçiyor. Hayal etmek güzel....
Buradan ötesi terk etmek zorunda kalınan Diyar - ı Rum. Kaptan-ı Derya Kızılsakallı Hayrettin Paşanın hatırası. 44 391 163 km² yüzölçüme sahip Asya Kıtasının en batıdaki toprağı. Burası hüznün ve yalnızlığın Asyadaki en batı ucu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder