30 Mart 2013 Cumartesi

Hel Deniz Feneri (Latarnia Morska Hel)



  
Alanya - Hel Deniz Feneri arası 3.375 km. Yok ben uçarım diyenler için gelsin; en iyi ihtimal ve en az kayıpla 2 + 1 (Antalya) + 1 (İstanbul) + 2 (aktarma) + 3 + 1  (Varşova) + 4 ( 7 no'lu yoldan Gdynia) + 1 (Hel) toplam 15 saat. Rivayet odur ki, Lehistan'ın üçüncü kez taksim edildiği 1795'den yeniden kurulduğu tarih sayılan Kasım 1918 Alman - Leh ateşkesine kadar geçen 123 yıllık zaman diliminde Osmanlı Sultanı bu taksimi kabul etmez ve diplomat kabullerinde her defasında "Lehistan sefiri nerede kaldı ? " der ve buna mukabil "Lehistan elçisi yoldadır, ancak yollardaki müşkilat yüzünden gecikmiştir"cevabı alır. Kulağımızda bu taksime bir itiraz metni olan "Jeszcze Polska nie zginęła,  Kiedy my żyjemy." yani Lehistan ulusal marşı "Polonya ölmedi daha/Bizler yaşadıkça" eşliğinde 6 aydır bizi bekleyen Lehistan Kraliçesine koştunuz.. 





Lehistan Diyarında, Doğu Pomeranya Voyvodalığının Kaşubya bölgesinde yer alan ve Lehçe Trójmiasto yani üç şehirlerin en güzeli, Gdynia'dan hareket ettiniz ve önce 6 ardından 216 nolu yolu takip ederek Polonyanın Rivierası, Hel Yarımadasının en ucunda yer alan güzeller güzeli Hel  kasabasına geldiniz. Şu anda 54° 36′ 6″ N, 18° 48′ 56″ E koordinatlarındasınız ve Alman donanmasına hedef göstermesini engellemek isteyen Polonya askerleri tarafından havaya uçurularak yıkılan, ardından 1942 yılında Almanlar tarafından yerel halka yeniden inşaa ettirilen Hel Deniz Fenerine bakıyorsunuz.
 



Germen lisanının yaşayan en büyük üstadı ve anne tarafından Kaşubya-Leh kökenlere sahip Günter Grass'ın eserlerinde zaman zaman kullandığı, unutulmaya yüz tutmuş Kaşubya dilinin topraklarındasınız. 1198 yılında adı kaynaklarda görünmeye başlayan bu küçük ama Gdansk Limanı için oldukça stratejik değere sahip yerleşim yerinde 16. y.y. dan itibaren deniz feneri varlığından bahsedilir. Kilise kulesinde yakılmaya başlayan ateşle yola çıkan fenerin serüveni zaman zaman yangınlarla kesilse de 1640 yılında 6 milden görülebilen ve kömür ya da odun yakılarak ışık sağlanan ahşap bir fener inşaası ile devam etmiş, aynı fener 1667 yılında yeniden yanmıştır.




 Bir kaç başarısız inşaa denemesinin ardından 1790 yılında, ışık kaynağı her gün yakılması gereken bir ateşle sağlanan, yeni bir fener inşaa edilse de gün geçtikçe büyüyen ağaçlar nedeniyle 1806 yılında yapımı 20 yıl sürecek tuğla bir deniz feneri inşaasına başlanır. 41.7 m yükseklikte inşaa edilen fenerin galerisi  37.6 m yükseklikteydi ve ışığı 17.1 nm (deniz mili) yani yaklaşık 31.7 km mesafeden görülebiliyordu. Yaklaşık 100 yıllık bir süre için yakıt olarak önce kolza  yağı ardından 1926 yılından itibaren kerosen kullanan fener, 1938 yılında 3000 watt'lık bir elektrik ampulü ile donatılmıştır. Bu zaman zarfında, fener kulesinin yeterli yüksekliğe sahip olmaması nedeniyle, Jastarnia ile Hel arasında gemiler batmaya devam edince kuleye bir top yerleştirildiği ve sisli havalarda her dört dakika da bir bu topun ateşlendiği, bu işin görevlinin öldüğü 1910 yılına kadar devam ettiği söylenir. Rivayet odur ki, top patlamış ve ölen fenercinin huzur bulmamış ruhu fenerde dolaşmaya devam etmektedir.




Tuğla Fener kulesi, II. Dünya savaşının başladığı gün kabul edilen Gdansk Limanı girişindeki mevzilere açılan ateşin bir gün ardından 19 Eylül 1939 tarihinde Yarımadayı savunan ve Alman gemilerinin topçu atışaları sırasında kerteriz almasını engellemek isteyen Polonyalı askerler tarafından havaya uçurulmuştur. 




1942 yılında, Alman İşgal Kuvvetleri tarafından yerel halka eski fener kulesinin 10 metre Güneybatısına inşaa ettirilen şimdiki kızıl tuğladan fener kulesi 41.5 m yükseklikte olup sekizgen dış kontura sahiptir. İçte kesik koni formuna sahip kulenin 38.5 m yükseklikte bulunan fener odasına beton helezon merdivenlerle ulaşılır. Aynı zamanda Hava trafiği kontrol sisteminin bir parçası olan fener kulesinin konik çatısının üzerinde bir radar anteni yer alır.




38.5 m yüksekte yer alan ve ışık kaynağının yansıtıcının odak merkezine konulduğu  katadioptirik sistemli 3. sınıf fresnel lense sahip fener, gel-gitlere bağlı olarak Baltık denizinde oluşan alçalma ve yükselmeler hariç, 18 nm yani yaklaşık 36 km'lik görünme mesafesine sahiptir. Konumuna göre kıyı, Işık tipine göre ise husufludur. Güvenlik nedeniyle lens merkezine 2 adet 1000 wattlık fener yerleştirilmiştir. Olası bir arızada mekanizma hareket ettirilerek ampuller yer değiştirilir. Fenerin kimliğini belirten karakteri  Iso.W.5s şeklinde olup açılımı 5'er saniyelik birbirine eşit iki sürede beyaz ışık veren aydınlık ve karanlıktır. Bu tür ışık karakterleri isophase olarak adalandırılır ve  Yunanca "aynı" anlamına gelen -iso sonekinden türetilmiştir. Fener sektör açıları ise 151° – 102° şeklindedir.




1994 yılına kadar askeri bölge içerisinde yer alan fener, bu yıldan itibaren yaz aylarında ziyarete açılmıştır. Fenere ait Uluslararası kod ve numaralar; ARLHS (Amateur Radio Lighthouse Society) kodu POL-008,  Admiralty Kodu (Deniz Fenerleri ve Sis İşaretçileri Listesi /Admiralty List of Lights and Fog Signals) C-2968 ve NGA kodu ise 6672 olarak bilinir. Fener Urząd Morski w Gdyni yani Gdynia Denizcilik İdaresi tarafından işletilmektedir.




Burası, Lehlerin yüzakı  Adam Bernard Mickiewicz'in sonelerinde dillendirdiği, fırtınalı yolculuğunuzun menzili sakin liman. Kehribarlı kumsallarının ufkunda Viking topraklarının uzandığı masal diyarı. Burası yorgun adamın bir müddet ruhunu dinleyeceği asude deniz. Buyursunlar;

  Açılırım enginlerine kuru ummanın, 
 (Wpłynąłem na suchego przestwór oceanu;)
Arabam otlara dalmış, gezinir kayık gibi
(Wóz nurza się w zieloność i jak łódka brodzi:) 
Çimenler dalgalanmakta,çiçekler sel misali,  
( Śród fali łąk szumiących, śród kwiatów powodzi,)
Geçerim adasını mercansı çalılıkların.
(Omijam koralowe ostrowy burzanu)





1 yorum:

  1. sadece fenerleri değil, o ülke tarihini ve fenerin bu tarihteki rolünü de anlatmanız, ilgi çekici ve ufuk açıcı oluyor..:)

    YanıtlaSil

Dünyanın Ucundaki Fener

Aslında tüm hikaye, Arjantin Patagonyasının güneyinde, Tierra del Fuego yani "Ateş Toprakları" bölgesindeki Isla de los Estados...