8 Mayıs 2012 Salı

Gelidonya (Taşlıkburnu) Deniz Feneri



"Gezerken Aklımın Evine Vardım"


                                 "Nasıl yaşacağım ey deniz, senden uzak?..
                                  Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin!...
                                   Uyuyor mu limanda her gece sallanarak,
                                        Altundan çivilerle çakılmış gemiler"
                                  
   
                            Ömer Bedrettin Uşaklıgil 




Alanya - Kumluca/Mavikent arası 236 km. Mevsim sonbahar, boğucu ve teklifsiz metropollü yığınlardan kurtularak hafiflemiş güzelim mekanlar sizi çağırmakta. Nemden kurtulabildiği ender günlerde Akdenizin Batı ufkunda uzanan Adrasandan gelen çağrıyı tercih ettiniz. Koca bir körfezi baştan sona geçtiniz, Gelidonya, Şıldanlar,Kırlangıç Burnu ya da resmi adı ile Taşlıkburnu Fenerini arıyorsunuz. Türkiyenin hem en güzel ismine hem de Knidos Deveboynu Feneri ile birlikte en güzel manzarasına sahip fenerini...






Kumlucaya girmeden Beşikçi yoluna girdiniz ve kestirmeden Mavikent'e, ardında da güzel sahil yolunu takip edip Karaöz'e ulaştınız. Bu noktada bolca su, yiyecek ve dark takviyesi yaptınız. Yukarıdaki tabelayı buldunuz ve buradan 6 km'lik toprak bir yola girdiniz (Yolun tamamını altı kısmen yüksek bir araçla gitmek mümkün.) 




Hayatın akışını yavaşlatmaya çalışan fanilerdensiniz ve hiç aceleniz yok. Yolun bozuk olmasından neden şikayet etmediğinize şaşıyorsunuz. Mutlak yalnızlık hayal ederken önünüze çıkan sırt çantalı gezginlerin hallerine kızmalı mı kıskanmalı mı karar veremediniz. İlerleyin ve hatırlayın; Türkiyenin en bilinen günübirlik parkurlarından birindesiniz.


                               




Kate Clow'un peşinden giden Likya Yolu tutkunlarını anmak üzere burada toplandınız. Bir kısmı tabelalarla bir kısmı ise kırmızı-beyaz çizgilerle işaretlenmiş Fethiye - Antalya arasında uzanan 509 km'lik tarihi yol 19 Likya kentinden geçiyor. Siz ikinci bölüm olarak bilinen Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Rhodiapolis, Gagai, Melanippe, Gelidonia, Edrassa, Olympos, Chimaera ve  Phaselis hattında, Melenippe - Gelidonya arasındasınız ve birazdan 2 km'lik bir tırmanışa geçeceksiniz.





Çamların arasında tatlı bir meyille yükselen harika bir patikadan ilerliyor ve aslında umduğunuzdan daha iyi bir performansa sahip olduğunuzu düşünüyorsunuz. Kulaklıktan gelen müziğin ritmi sizi sarıyor, mutlusunuz, ilerliyor ve yaklaşıyorsunuz. Bu yollardan kadim zamanlarda geçen ve sizinle aynı boyda ve yaşta bir adamın ayak izlerine basmakta olduğunuzu hayal ediyorsunuz. Patika biraz dikleşiyor mu ne? Tam bu noktada adaları görüyorsunuz ve çok yaklaştığınızı düşünüp sola kıvrılan yoldan yürümeye devam ediyorsunuz. Kısa bir süre sonra size istediğiniz kadar küfretme ya da yorgunluktan ağlama hakkı verilecek. İsyan etmiş bir kalp, titreyen baldırlar, vücut ısısını ayarlamak için dışarı sarkıtılmış dilinizle ağlamaklısınız. Annenizi ve matmazeli özlemektesiniz. Son bir gayretle, on adımda bir durarak sağa kıvrılan patikaya yüklendiniz ve....





Şu anda 36° 13' 12'' N, 36° 24' 44'' E koordinatlarında bulunan Taşlıkburnu Fenerine bakıyorsunuz. İnşaasına 1934 yılında başlanan ve 1936 yılında hizmete giren fener Akdenizin en önemli klavuz fenerlerinden.
ARLHS (Amateur Radio Lighthouse Society) kodu TUR-049, Admiralty Kodu (Deniz Fenerleri ve Sis İşaretçileri Listesi /Admiralty List of Lights and Fog Signals) E-5850 ve NGA (National Geospatial-Intelligence Agency ) kodu ise 20616 olarak bilinir.



O dönemde deniz fenerlerinin işletmeciliği 1860 yılında kurulan Osmanlı Devleti Fenerler İdare-i Umumiyesine aitmiş ve fenerlerin işletme imtiyazı aynı zamanda feneri inşaa eden Michel Marius ve Bernard Camille Collas adındaki iki Fransıza verilmiş. Ülkemizdeki birçok deniz fenerinin de mimarı olan Blaise-Jean-Marius Michel, dönemin Padişahı Abdülaziz tarafından Paşalık ünvanına layık görülmüş, Michel Paşa adını almış. Taşlıkburnu Feneri, 1937 yılı sonuna kadar görevine devam eden teşkilatın son dönemlerinde yapılan fenerleriden olup, Deveboynu, Hüseyin Burnu, Anamur, Mehmetçik, Zongulda, Ponente, İğneada, Işıklı ve Akıncı Burnu deniz fenerleriyle benzer mimari özellikler gösterir. Kagir olarak bilinen bu tip yapılarda fener kulesi ve yaşam ünitesi bir bütündür. Silindir gövdeli kuleye bina içinden girilir ve tepede balkonlu bir alanda ışık kaynağı yer alır.



9 m'lik kagir kuleye sahip W.FI (3) 10 Sn. karakterli fenerin karakter açıklaması 0,5+1,5+0,5+1,5+0,5+5,5 ve görünme mesafesi 15 mil. AGA 200 mm fener tipine, DEVVAR fener sistemine sahip fener, güneş enerjisiyle beslenen LÜKS 400/600 ampul tipine sahip.

 


Güney ufkunda fenerin yalnızlığının ortağı, adını üzerinde bulunan tatlı su kaynağından alan Sulu Ada'ya (Krambusa) bakmaktasınız. Güney yönünde ise beş adalar denen, Meşe ve Devecitaşı Adası ve üç küçük kayalık uzanıyor. Antalya ve Finike Körfezlerinin karşılaştığı ve güçlü anaforlar oluşturduğu bir noktada yer alan adalar aynı zamanda ünlü bir antik gemi mezarlığı. 1954'de keşfedilen ve 60'lı yıllarda Sulatı Arkeolojisinde çığır açan Gelidonya Batığı en bilinenlerinden. Geç Tunç Çağına (M.Ö. 1750 - 1200) tarihlenen batığın, Suriye'den yola çıkan ve Kıbrıs'tan aldığı madeni yükü Finike ya da başka bir Yakın Doğu Limanına götüren Suriye-Fenike kökenli bir tüccara ait olması muhtemeldir.





Burası umutların anaforlara teslim olduğu kırlangıç burnu. İlginçtir, gördüğünüz her adanın ülke sınırları içinde olduğu ve yeşil pasaportsuz ve vizesiz gezilebildiği ender manzaralardan biri. Burası hüznün ve yalnızlığın en Güneybatı ucu.

3 yorum:

  1. bu fenerde neden resminiz yok? o patika gerçekten zorlu idi, ama en son dönemeçte birden feneri görmek,inanılmaz bir heyecan tattırdı.

    YanıtlaSil
  2. Nazik yorumlarınız için teşekkür ederim. Resmimin olmadığını siz söyleyince farkettim.
    Saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. belki vardı da koymadınız bilemedim şimdi... bir daha gitmek ve yürümek isterim oraya, ama kalmacasına.. orada zaten, geceleyen insanların geriye bıraktığı çok miktarda çöp vardı. buna üzülmüş, hayıflamıştım. tamam patika zor ama yukarıya kadar taşıdığını neden inerken yanına almaz insan ? ..konu dağıldı, çevrecilik yapmanın yeri değil, ama o güzelim fenere yakışmıyor bir çöp öbeğiyle çevrili olmak.. :))

      Sil

Dünyanın Ucundaki Fener

Aslında tüm hikaye, Arjantin Patagonyasının güneyinde, Tierra del Fuego yani "Ateş Toprakları" bölgesindeki Isla de los Estados...